Spinal musküler atrofi veya kısa adıyla SMA hastalığı,
beynin ve omuriliğin alt kısmındaki sinir hücrelerinin parçalanmasına ve
ölmesine neden olan kalıtsal bir durumdur. Bu kas hastalığı varlığında, vücut
kaslara sinyal göndermeyi durdurur.
SMA hastası bebekler emeklemekte, yürümekte ve hatta nefes
almakta güçlük çekmektedir. Yaşça daha büyük sma hastası çocuklar da, saçlarını
taramak gibi günlük hayatın basit aktivitelerini gerçekleştirmekte güçlük
çekebilirler.
Normalde, beyindeki motor nöron adı verilen sağlıklı sinir
hücreleri, vücut kaslarına sinyaller göndererek kasların ne zaman ve nasıl
hareket edeceği bilgisini iletir. Ancak SMA bu beyin hücrelerine zarar verir ve
bu sinyallerin kaslara ulaşmasını engeller.
Kaslar nasıl hareket edecekleri konusunda sinyal alamadığında,
hareketsizleşir, küçülür ve erimeye başlarlar ( atrofi ).
Hastalığın şiddetine ve semptomların başladığı yaşa göre SMA
hastalığı dört farklı sınıfa ayrılmaktadır:
SMA hastalığı genellikle aileden kalıtım yolu ile oluşur.
Çoğu SMA vakası, SMN adı verilen özel bir proteinin eksikliğinden kaynaklanır.
Motor nöronların çalışması için bu proteine ihtiyacı vardır. Bu proteini
taşıyan gen SMN1 olarak adlandırılır. Anne ve baba tarafından çocuğuna
mutasyona uğramış veya eksik SMN1 genine sahip bir kromozom geçirdiğinde, SMN proteini
üretilmez, bunun sonucunda motor nöronlar ölür ve SMA hastalığı oluşur.
Çocuklar sahip oldukları her genin iki kopyasını taşımakta
ve bu genlerden birini annelerinden diğerini ise babalarından almaktadır. Bir
ebeveynden mutasyona uğramış SMN1 genini diğer ebeveyninden ise sağlıklı SMN1
genini almış bir çocuk SMA taşıyıcısı olacaktır. SMA taşıyıcısı bireyler
genellikle SMA'ya sahip olduğuna dair herhangi bir semptom göstermez ancak daha
sonra bu hastalığı kendi çocuğuna aktarabilir. İki SMA taşıyıcısı bireyin
çocuklarının SMA hastalığına sahip olma riski %25’dir. SMA taşıyıcılığı
nispeten yaygın görülmektedir, her 40 kişiden yaklaşık 1'i mutasyonlu geni
taşır.
SMA hastalığının bireyi nasıl etkileyeceği, hastalığın
belirtilerinin ilk ne zaman oluştuğuna bağlıdır. Genellikle, semptomlar ne
kadar geç ortaya çıkarsa, hastalık o kadar az şiddetli olacaktır. Hastalığın
ciddiyetine bağlı olarak, hastalarda görülebilecek semptomların uzun vadeli etkileri
yaşamı tehdit edici olabilir.
SMA ile doğan birçok bebekte titreyen dil gözlemlenmiştir
(fasikülasyon adı verilir). Bu belirti SMA hastalığının karakteristik bir
bulgusudur ve erken teşhisde kullanılır. Bununla birlikte, dil titremesi tüm SMA
hastalarında gözlemlenmemektedir.
SMA hastalığı erken yaşlarda oluştuğunda çocuklarda dönme,
desteksiz oturma ve yürüme gibi bazı gelişimsel hareketlerin öğrenilmesini engelleyebilir.
SMA'nın çok rahat keşfedilemeyen bir diğer semptomu ise kullanılmayan
kaslardaki kütle kaybıdır.
SMA hastalığının belirtileri, hasta büyüdükçe daha da
kötüleşmeye devam eder. Zaman ile birlikte artan güç kaybı, hasta çocuğun diğer
çocuklardan daha sık yere düşmesine veya daha önce kolaylıkla taşıyabileceği eşyaları
kaldırmakta veya taşımakta sorun yaşamasına neden olabilir.
SMA hastalarında omurgayı destekleyen sırt kasları
zayıfladığında, skolyoz (omurganın yana doğru eğriliği) ve kifoz (genellikle
kambur olarak bilinen omurganın önden arkaya eğriliği) gibi omurga
deformiteleri geliştirir. SMA hastalığı vücuda verdiği hasarı zaman içinde
arttırarak bazı hastaları tamamen yürüyemez, ayakta duramaz ve hiç hareket
edemez hale getirir.
SMA bazı durumlarda nefes almak için kullanılan kasları da
etkiler. Bu komplikasyon, hareketsizlik ile birleştiğinde, SMA hastalarında tedavisi
zor olabilen ve defalarca tekrarlayabilen ciddi solunum yolu enfeksiyonlarının
geliştirme riskini arttırır.
Bununla birlikte, vücudun tüm kısımları SMA hastalığından
etkilenmemektedir. Hastalığın şiddetli formlarına sahip kişilerde bile yüz, kol
ve bacaklarda hala hisler varlığı bulunmaktadır. Zeka seviyesi hastalıktan etkilenmez
ve SMA'lı birçok çocuk, arkadaş edinme ve sosyalleşme söz konusu olduğunda alışılmadık
şekilde etkileşimli ve yetenekli olma eğilimindedir.
Doktorlar normalde bebekleri SMA açısından test etmezler. Ebeveynlerin
SMA taşıyıcısı olduğunun bilinmeği veya doğumdan hemen sonraki dönemde bebekte
önemli kas güçsüzlüğü, nefes alma veya beslenmede zorlukları gözlenmedikçe SMA
hastalığı genellikle erken teşhis edilmeyebilir.
Genellikle, doktorlar çocuğun SMA'ya sahip olduğunu ancak çocuğun
başını dik tutabilme veya yardım almadan ayakta durabilme gibi belirli
gelişimsel aşamaları kaçırdığında fark edebilir. Çoğu durumda, ilerleyen kas
güçsüzlüğü, atrofi, ebeveyn endişeleri ve solunum problemleri nedeniyle artan
doktor ziyaretleri sonucunda gerçekleştirilen ek testler sonucunda SMA
hastalığının tanısı koyulur.
Teşhis genellikle benzer semptomlara neden olan diğer
hastalıkların ekarte edilmesini sağlayan birkaç testten sonra konulur. Bu testler
genellikle şunları içermektedir:
SMA teşhisini doğrulamak için, doktor genellikle hastanın
genlerine bakılmasını sağlayan bir kan testi önerir. SMN1 geninin eksik veya kusurluysa
olması SMA teşhisini doğrulayacaktır. Doktor ayrıca, hiçbir belirti göstermemiş
olsalar bile, ebeveynlerin ve diğer üyelerin hastalık için taranmasını
önerecektir.
Ne yazık ki, SMA'nın kesin tedavisi yoktur. Çocukların SMA
için aldığı tedavi, yaşlarına ve semptomların ciddiyetine bağlı olarak değişir.
Tedavinin amacı, belirli semptomları hafifletmek, fonksiyon kaybını engellemek
ve mümkün olduğu kadar uzun süre bir çocuğun hareketliliğini artırmak ,çocuğun
bağımsızlığını ve yaşam kalitesini en üst düzeye çıkarmaktır.
SMA hastaları yaşamları boyunca, göğüs hastalıkları
uzmanları, nörologlar, ortopedistler ve ortopedi cerrahları, gastroenterologlar,
beslenme uzmanları dahil olmak üzere birçok farklı doktor tarafından
gerçekleştirilecek sürekli bakıma ihtiyaç duyar.
Danışmanlık ve destek grupları, çocukların, ebeveynlerin ve
aile üyelerinin SMA'nın yıkıcı yönleriyle ve devam eden tıbbi bakımla başa
çıkmalarına yardımcı olabilir. Ek olarak özellikle daha fazla çocuk sahibi
olmayı planlayan ebeveynlerin genetik danışmanlık alması önerilmektedir.
SMA hastaları, kas güçsüzlüğü solunum kaslarını etkilemeye
başladığında genellikle nefes alma konusunda kendilerine yardımcı olabilecek
tedavilere ihtiyaç duyar. Farklı terapiler hastanın daha rahat nefes almasına
yardımcı olabilir. Hastalığı daha hafif geçiren hastalar sadece bir maske veya
ağızlık kullanımı ile daha rahat nefes alabilir. Hastalığı daha ağır geçiren
bireylerde ise, akciğerlerin genişlemesine ve kasılmasına yardımcı olan bir
solunum makinesinin (negatif basınçlı havalandırma sistemi adı verilir)
kullanımı gerekebilir. Hava, nefes borusuna yerleştirilen bir tüp aracılığıyla
akciğerlere iletilir (trakeostomi).
Solunum bakımında kritik bir faktör enfeksiyonu, özellikle
de zatürreyi önlemektir. Pnömoni, SMA'lı çocuklarda yaygındır ve yaşamı tehdit
edebilecek sonuçlar oluşturabilir.
SMA, çiğneme, emme ve yutma için kullanılan kasları
etkileyerek çocuğun yetersiz beslenmesine veya zatürre olmasına neden olabilir.
Bazı çocuklar üç büyük öğün yemek yerine gün boyunca küçük, çok sayıda öğünler
ile beslenenmekten yarar görebilirler.
SMA'lı bazı çocuklar çok fazla kalori tüketirlerse ve kas
güçsüzlüğü sebebiyle kalorileri etkili bir şekilde yakabilecekleri egzersizleri
yapamazlarsa obezite riskini arttırabilirler. Kalori açısından hastaya aşırı
yüklenmeyen yeterli beslenmeyi sağlayacak bir beslenme planının hazırlanması
için bir diyetisyen ile beslenme planının gerçekleştirilmesi gereklidir.
Yutma veya emme aktivitesini gerçekleştiremeyen çocuklarda
yeterli beslenmenin sağlanılması için başka beslenme şekilleri geliştirilmelidir.
Bazı durumlarda hastanın beslenmesine yardımcı olmak amacıyla mideye bir tüp
takılır. Gastrostomi tüpü adı verilen bu tüp sayesinde hastalar sağlıklı sıvı
besinleri alabilirler.
SMA'lı birçok çocuk, mümkün olduğu kadar uzun süre işlev ve
hareketliliği sürdürmelerine ve yaşam kalitelerini artırmaya yardımcı olan
fiziksel terapilerden büyük ölçüde yarar görmektedir.
Fizik tedavi sırasında çocuklar, eklemleri sertlik ve
yaralanmalardan korumaya yardımcı olan egzersizleri gerçekleştiriler. Fizik
tedavi aynı zamanda kasları güçlü tutmaya, esnekliği korumaya, uzuvlardaki kan
dolaşımını artırmaya, kas güçsüzlüğü ve hareketsizlikle ilişkili ağrıları
gidermeye de yardımcı olur. Nefes almaya yardımcı olan solunum kaslarını
güçlendirmek için de fizik tedavi egzersizleri gerçekleştirilir.
Omurga deformiteleri geliştiren çocuklarda sırt bölgesinin
ve omurganın düzeltilmesi için atel, kuşak veya korse gibi ekipmanların
kullanılması gerekebilir. Bazen büyümekte olan ve solunum sistemleri anestezi
ile sedasyonu tolere edebilen çocuklarda omurga deformitesini düzeltmek için
cerrahi işlemler (spinal füzyon adı verilir) de uygulanabilir.
SMA hastalığını araştıran bilim adamları, son birkaç yılda
hastalıkla ilişkili genleri ve proteini tanımlamak da dahil olmak üzere birçok
büyük keşif gerçekleştirmiştir.
Araştırmalar artık motor nöronların mümkün olduğu kadar uzun
süre çalışmasını sağlamaya, kas tonusunu, işlevini geliştirmeye ve hatta gen
işlevini değiştirmeye yardımcı olabilecek ilaçları bulmaya odaklanmaktadır. Pek
çok bilim insanı, devam eden araştırmaların SMA'nın yakın zamanda çok daha iyi
bir şekilde tedavi edilmesini sağlayacağını bildirmiştir.